20 Ağustos 2010 Cuma

Kendimle Konuşmalar...

Bu ayrılık yükü ağır geliyor yüreğime,
Bu yaşlar, ağır geliyor gözlerime,
Hayat, seninle anlamlanmışken... sensiz, anlamsız bir hayatı yaşamak ağır geliyor ruhuma,
Seni arıyorken gözlerim,
Seni özlüyorken gönlüm... Hasretinden karalar bağlıyorken gönlüm,
Sesini arıyorken kulaklarım,
Sensiz bir dünyada yaşamak ağırıma gidiyor.

Söylesene oğul kimi bu kadar sevdim?
Yazdıklarım kimin için oğul?
Fikrimde zikrimde kim var oğul?
Kalbimi açıp baksalar kimi görürler gönül sarayımın tahtında oğul?

Can û cananım oğul,
Bugünüm yarınım oğul,
Gecem ve gündüzüm oğul,
Yaz gününde soğuk suyum,
Zemheri ayazında sıcak çayım,
Efkâr vaktinde sigaram oğul...

Dara düştüğümde dua'm oğul,
Rahata ulaştığımda şüküm oğul,
Eyyâmı bâhur'da oruç tutarken suya karşı direncimsin oğul,
Bilsen benim için ne çok şeysin...

Kollarıma aldığımda küçücüktün,
Seni kollarımda uyuttum büyüttüm,
Seni incitmemek için sarılmadım bile doya doya,
Sana bakmak, seni seyretmekle yetindim çoğu zaman...

Seni seviyorum oğul,
Senin için, seninle yasak elmayı bile yemeye razıyım,
Ademin Havva'yı sevdiği gibi seviyorum seni,
Havva yiyecekse yasak elmayı bende yemeliyim demişti Adem
Havva dünyaya düşecekse cennetten bende düşmeliyim onunla,
Ve birgün cennete döneceksem Havva da benimle dönmeli,

İşte diyorumki oğul,
Seni buldum kaybetmem,
Seni tanıdım unutmam,
Seni aldım vermem,
Bir faninin bir faniyi sevebileceği kadar çok seviyorum seni...


İki ay sonra iki koca yıl olacak oğul,
Sen gelmeseydin, sen olmasaydın kimbilir şimdi hangi kuyudaydım,
Bedenimi bilmem de ruhumla veyl kuyusundaydım,

Oğul,
Yine oğul,
Hep oğul,

Oğul, örtünün altında virdimsin,
Virdimin arasında maksudumsun,
Herşeyi kaybedince buldum seni,
Seni bulunca arar mıyım kendimi bile,
Aramadım oğul, andolsun aramadım...

Hiç yorum yok: