Can Oğul
Can'ım Oğlum
Kardeşin henüz 5 gün önce ameliyat olmuşken ve 4 gün önce hastaneden çıkmışken
Benim evde olduğum bir pazar günü
Lanet olası ama bir türlü bırakamadığım
Bırakmak için gerekli iradeyi bir türlü gösteremediğim sigarayı içmek için balkona çıktığımda
4 yaşında olmanın verdiği çeviklikle arkamdan koştuğunda
Daha yeni ameliyat olan kardeşin arkandan gelip de merdivenden düşmesin diye kapıyı hızla kapatırken
Ve ben balkonda arkam sana dönükken duydum feryadını, dönüp baktığımda kapının arasına sıkışan parmağını tutuyordun ve ağrıdan ağlıyordun.
Ben soğukkanlıyım ya
Seni de kucağıma alıp sakinleştirmeye çalıştım,
Aslında parmağının durumu hiç iyi görünmüyordu ama ne yalan söyleyeyim kırılmış olabileceğini hiç düşünmedim
Belki düşünmek istemedim
Moraran tırnağının düşebieleceğini, ya da parmağında benim birkaç parmağımdaki gibi yamukluklar olabileceğini düşündüm sadece
Parmağının iyileşeceğini, yada acını dindireceğini bilsem andolsun oracıkta kırardım parmağımı
Seni sakinleştirmek, acını dindirmek için öperek uyuttuğumu hatırlıyorum
Hangi acılar içinde uyuduğunu ise hiç bilmiyorum
Uyandığında hala parmağın acıyordu ve öpüp acısını dindirmek istiyordum ama o acının öpücükle dinmeyeceğini de biliyordum ama baba sevgisinin parmak acısından büyük olduğuna inandığım için durmadan öpüyordum seni.
Akşamında hastaneye gittik
Parmağının fotokopisini çektiğimizde röntgendeki çocuk "bu parmakta bişi yok" diyerek yüreğimize su serpti ama röntgen de kırık gözüküyordu, sonra yine geri zekalı bir doktor "bu parmakta bişi yok, atel yapın götürün" dedi demesine ama atel yapan hemşire "çocuğu ortopedi doktoruna gösterin" dedi.
Ertesi gün Merkez Hastanesinin ve namı tüm çevreyi saran Dr. Nedim Bey'in yanına gittik, Nedim Bey bize acı gerçeği söylemişti, parmakta ciddi bir kırık vardı, ameliyat olman gerekiyordu ama parmağın kan topladığı ve şiştiği için ameliyat edemiyordu.
Sonra parmakta toplanan kanı dağıtmak ve ameliyata hazır hale getirebilmek için buz tedavisine başladık, her zamanki gibi önce karşı koyuyordun, pazarık ediyordun ama naçar yapılması gereken yapılıyordu sonunda.
Parmağındaki morluğu dağıtınca ameliyat için tahlilller yapıldığında karaciğerinde vücuduna narkoz verilmesine engel bir sırun olduğunu öğrendik,
2 gün sonra aynı tahlil aynı sonuç
2 gün sonra aybı tahlil aynı sonuç
Ya rab bu ne zor imtihan!!!
İyi de beni oğlum turp gibiydi, karaciğerdeki sorunda nereden çıktı şimdi???
Ameliyat olmasan parmak büyümeyebilecek ve zaman daralıyor, parmağın olduğu şekilde kaynama riski var.
Ameliyat olsan narkozun etkisi ne olacak derken, çocuk doktorununda önerisiyle karaciğer için ultrason çekildi ve sorun olmadığı görülünce ameliyata karar verildi.
19 Ekim 2012 cuma günü saat 10:30 gibi ameliyata girdin ve yaklaşık 1 saat sonra çıktın ameliyattan şükür.
Parmağın halen sarılı ve senin elini kullanamadığı gördükçe, hareketlerinin kısıtlandığını gördükçe içimde hem tarifsiz bir acı ve hem de bu halin (inşaallah) geçici olduğunun verdiği rahatlıkla tarifsiz bir şükür var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder