Bir Suale Cevap Mahiyetinde...

babamın arkadaşı gecenin bir vaktinde babama cep telefonuyla mesaj göndermiş. Sadece gecenin bir yarısında sorulabilecek bir soru sormuş...

"insan koskoca kainatta küçücük bir nokta, peki bu kadar alemler, gezegenler, galaksiler ne için varlarki bu kadar yakınsa kıyamet?"

işte babamın cevabı;
"kardeşim bilirsinki, varlığının başlangıcı ve sonu olmayan, zamandan ve mekandan münezzeh olan sadece O'dur. O'nun dışındaki herşey O'nun katında belli bir zamanda, belli bir vazifeyle ve belli bir süre için yaratılmıştır. "Kıyamet" denilen anda neler olacağını da tam olarak sadece O(cc) bilebilir, bizim bildiklerimiz sadece bize bildirilenlerin küçük bir kısmıdır. bizler basit bir eşyanın bile sadece bize dönük tarafını bilebiliyorken böylesine mühim meselerde sadece ufak bilgi kırıntılarına sahip olabiliriz. lakin sende bilirsinki kıyamet bir yokoluş'tan ziyade zaman, şekil ve mekan değişikliğidir. en azından insanların bir kısmı için. tabi en nihayetinde insanlar içinde diğer tüm mahluklar içinde bir son vardır, başlangıcı ve sonu olmayan sadece O'dur.

madem kıyamet bu kadar yakınsa bunca gezegen alem vs niye var soruna gelince; kıyamet günü yok olacak olan alemlerin ve gezegenlerin ne zaman ve niye yaratıldığını, şuanda ne halde olduklarını, oralarda hangi hayatların yaşandığını bildiğini zannetmiyorum açıkçası ben de bilmiyorum, lakin benim bildiğim Allah'ın hiçbirşeyi boşuna yaratmadığı, herşeyi bir düzen içinde ve mükemmel bir şekilde yarattığı ve her yarattığının mahlukat aleminde bir boşluğu doldurduğudur. Allah her şeyi belli bir süre için yaratmıştır, dünya hayatının süresi de (tabi diğer gezegen vs.lerinde) kıyamet günü sona erince bu defa yeni bir hayat başlayacak ki biz müslümanlar buna ahiret hayatı deriz. dünya ve yıldızlar yok olacak, cennet ve cehennemde hayat başlayacaktır. ki bu da yine belli bir süreliğine olacak ama bu süreyi de bilme imkanımız yok doğal olarak.

sorduğun soru biraz şuna benzer, "madem biz de sonunda yok olacağız o halde niye yaratıldık ki?" bazen bakarsın bir çocuk doğar ve sadece birkaç gün veya saat veya saniye yaşayıp ölür, bizler dünyaya imtihan için gönderildiysek bu çocuk niye yaratıldı, onu yaratan güç bu birkaç saat veya saniye o bebeği imtihan mı etti?

sonra mesela zemheri ayazında bir anlığına görünüp kaybolan güneşi düşün, veya bozkırdaki birkaç ağacı veya çölde yağan birkaç damla yağmuru... sıkıntı içinde geçen ömründeki birkaç mutlu an'ı düşün istersen... herşeyin bir faydası olmak zorunda olmadığı halde yaratılan herşey, birbaşkasının faydasınadır ve bundan da öte mutlaka bir hikmete binadır. kaldıki herşeyin faydalı ve hikmetli olma zorunluluğu da yoktur, külli irade sahibi olan Kadir-i mutlak diler, "ol" der ve oluverir. "ol" dediğinde olan şeyler "öl" dediğinde de elbet ölüverecek.

güzel kardeşim neticeten;
bilmek iyidir ama bilmemek daha iyidir.
sözün kısası uzunundan iyidir.
konuşmak iyidir ama susmak daha iyidir.